24 Eylül 2014 Çarşamba

23.09.2014



Geldik bir günün daha sonuna. Farketmeye başladım ki aşırı ortalama bir insanmışım. Mesela çok mutluyum 10 üstünden 9'luk bir gün diyemiyorum. Hep 10 üstünden 5'lik falan. Gerçi şu an içinde bulunduğum durumdan kaynaklı birşey olsa gerek. Neyse bugün diğer günlerden daha negatifti. Tüm gün 10 üstünden bir 5'lik, bir 4'lük oldu durdu. Hala dibe çökmeye devam ediyorum demek ki. Olsun her dibe çöküşün bir çıkışı olduğuna göre, bunu da atlatabilirim bence.

  • Sabah yine erken kalkıldı, hazırlanıldı. Ankara'daki kardeş kişisi sabah evdeydi. Onunla görüşüldü. Kardeş kişisiyle beraber evden çıkıldı. O bakkalda bırakılırken, ben kişisi tırıs tırıs minübüse bineceğim yola ayrıldım.
  • Minibüse binme olayı çok zorlamadı bu sabah. Ama zorlayaymış da bir arkadaki minibüse bineymişim iyiymiş. Şoför, sağolsun, sanki rüyasında karısını arabayla kaçırmışlarda bizimkide bunları takip ediyormuş gibi kullanıyordu arabayı. Tek fark arabayı rüyada değil, gerçek hayatta kullanması tabi. Bu arada her önüne gelen arabanın şoförüne çatmasını ve öndeki minibüsçü onu geçti diye hırslanıp kendini "Need for speed" kıvamına getirmesini saymadım bile. En son yanımda oturan adam dayanamadı. "Niye uğraşıyorsun adamla?" diye çıkıştı ki tüm alkışlar o abimize gidiyor.
  • Sağsağlim şirkete ulaştım. Tabi bugün Aydın gezisi var ya böyle bir hevesliyim. Dışarı çıkıcam, iki insan yüzü görücem falan derken, birinden beddua mı aldım artık nedeni neyse, yine şirketten çıkamadım. =( Yok onu bekliyoruz, yok bunu yapacağız derken saat geç oldu. Bende bir sıkıntıdan patlama hali.
  • Bu arada sevgili arkadaşım Hay.' ın canı pek bir sıkkındı geçen hafta. Biraz da özel meselelerle ilgili olduğunu anladık. Bir iki sordum, destek olmaya çalıştım. Herkesin içinde anlatmak istemedi. "Önümüzdeki hafta uygun bir zamanda buluşur, konuşuruz" dedi. Bundan dolayı dün onu aradım ne zaman uygunmuş diye. Dün için çok yorgun olduğunu ertesi gün (ki o gün bugün) buluşabileceğimizi söyledi. "Tamam" dedim. "O zaman planları ona göre yapıyorum." Neyse akşamüstü mesaj gönderdim "Planda bir değişiklik yok dimi? Nerede buluşcaz?" diye. Meğerse benim sevgili arkadaşlarım dershaneye gitme planları yapmışlar ve akıllarına bana haber vermek bile gelmemiş. Bakma böyle dershane falan dediğime kpss için bakılan bir dershane bu. Yoksa hepimiz lisansı bitirmiş koca adamlarız ki aslında ben yüksek lisansımı da bitirdim. Neyse "Hadi, ben çalışıyorum dershaneye falan gidemem herhalde. Takılmayayım buna" dedim. Bir de üstüne sabahın köründe buluşmuşlar. Saatlerce beraber zaman geçirmişler. Güya sevgili Hay. onlardan ayrılıp eve gidip sonra benimle buluşacakmış da "Hadi birşeyler yiyelim" demişler ayrılamamış. Bir de üstüne üstlük beni 1 saatlik yola çağırıyorlar. Biliyordum ben bunun böyle olacağını da neyse. Sonuçta yine iyi niyet, yine bir yerlerimde patlama durumu. Gayet bozuldum. Sonuçta ben onun için onun yanında olmaya çalışıyorum, bizimki kendi havasında. Madem onlarla buluşacaktın, bana buluşma ayarlamasaydın. Yok benimle buluşacaksan, o zaman zamanında kalksaydın. Neyse sinirlerim bozuldu. "Gelsem de çok az oturup kalkacaksınız gelmeyeyim ben" dedim. Gitmedim.
  • Ama bu arada canım eve de gitmek istemiyor. Çünkü Hay.' ın davranışının yanında bir de sevgili kişisinin sinir bozuculuğu var. Bugün pek bahsetmek istemesem de onu hiç aramadım. Aslında hiç ilginç değil ki o da beni aramadı. Yapacak birşey yok. Seviyorum ama kendimi de kimseye kullandıramam. İçim kan ağlaya ağlaya ayağa kalkmayı da bilirim ben. Daha önce kalktım yine kalkarım. Ama işte o zamana kadar da bir yalnızlık krizine girmiyor değil insan. Neyse dedim ki geçen buluştuğumuz ex sevgiliyi arayayım ben. Onun şirketinin terasında kahve sigara ilacım olur bugün benim. Mesaj gönderdim eski sevgiliye. Cevap yok. Tekrar mesaj, üstüne arama. Yok! Yok! Yahu bu da dönmüyor geri. İyice yalnızlar kulübüne bağladım. Tabi yapcak birşey yok. Bu kadar can sıkıntısının üstüne eve dönmek gerek. Kardeş kişisiyle de uzun zamandır vakit geçirememiştik. Onunla birşeyler yaparız bari.
  • Şirketten çıkarken başka bir departmanda çalışan arkadaşlarla karşılaştık. Normalde şirketten minibüse binsem 45 dk'de falan evde olacağım. Ama bu arkadaşlardan Ber.' de araba var ve yolumu aşırı kısaltacak bir yerden geçiyor. Ayrıca Ber. fena kafa bir arkadaş. Biraz sert mizaçlı ama ne istediğini bilen biri. Güzel sohbetlerimizde olmuştu önceden. Neyse arabada yer de varmış. Atladık arabaya. Bana "Sen şurada oturmuyor mudun? Neden burada ineceksin ki?" dedi. Yolumu bayağı kısalttığı için oradan gittiğimi söyledim. Meğerse bugün evimin yolunun üstünden başka bir ilçeye gidecekmiş. "Dur" dedi. "Madem öyle ben seni bırakayım geçerken" "Eh, süper" dedim. Neyse diğer arkadaşlar indi arabadan biz devam ettik. Yolda canımın sıkkın olduğundan bahsettim. Nedenini sordu. Anlattım. Bayağı bir dertleştik. Adam süper yahu. Böyle konuştukça rahatlıyorsun. Bir pozitif enerji kazanıyorsun. Ama bunu yaparken palavra atmıyor. Bana açık açık "Bu ilişkin bitecek biliyorsun dimi? Bana anlattığın şeyler lise zamanlarındaki davranışlar" falan diye çatır çatır gerçekleri de söyledi neyse. Böyle bir inişe geçmişken birden zınk! diye duruverdim. Yağmurlu bir günde kahve sigara yapmak için sözleştik. Pek sigara içmesede arada eşlikçimiz oluyor. Torpido gözünden çıkarıp verdiği djarum vanilya ise günün en güzel şeyiydi herhalde. (Sigara içmek sağlığa zararlıdır bu arada. İçmeyiniz, başlamayınız. Başlayınca bırakmak zor. Ben de bırakacağım bir ara inşallah).
  • Neyse "Ben bu sigarayı içmeden gitmem eve" dedim kendi kendime. Gittim bir banka oturdum. Sigarayı içtim. Parfümümü sıktım. Tam kalkacağım bir kadın geldi. "Ben de burada bir mola vereyim" diyerek oturdu banka. "Çakmak var mı?" diye sordu. Çıkardım verdim. Arkamı döndüm gidiyorum. "Aaaa. Gidiyor musun? Sen burdasın diye oturdum ben. Normalde evde sigara içemiyorum. Kalp ameliyatı oldum. Evdekiler izin vermiyor." diye başladı anlatmaya. Ardından "Buralarda mı oturuyorsun?" sorusu direkt şüphe uyandıdrıcıydı. Ama cevabı bile beklemeden adımı sordu. Bu zamana kadar, o kadar çok şey gördüm ki söyler miyim gerçek adımı. "Ece" dedim birden. Halbuki adımın Ece'yla yakından uzaktan alakası yok. Nereden geldiyse Ece? Başladı teyze duaya. "Çok güzelsin kızım. Allah bahtını senin gibi güzel yapsın. Evlilik önemli, doğru insanla yapılması da  önemli" falan. Lannn. Kafamda soru işaretleri... Tam sevgiliyle sıkıntı yaşarken? Gerçekten Allah göndermiş falan olmasın kadını? Öyle derler ya. "Saol teyze, saol" diyerek oradan uzaklaştım. Ara ara arkamada baktım takip ediyor mu diye. Ortalarda yoktu.
  • Eve döndüm. Kardeşimle zaman geçirdim bol bol. Çamaşır yıkadım, yıkananları astım. Sevgiliden hala ses seda yok. Yatayım ben artık en iyisi.